Haber

Çocuk Merkezli Afet Yönetimi

1. ÇOCUK MERKEZLİ AFET YÖNETİMİ

1.1 NASIL OLMALI

  • Öncelikle, acil servise gelen çocukların kabulü, sağlık koşullarının ivediliği sebebiyle, kanuni temsilci aranmaksızın yapılabilir, ancak taburcu edilmeleri yasal olarak mümkün değil. Çocuk hastaneye intikal eder etmez, hastanede görevli sosyal hizmet uzmanına ulaşılması gerekiyor. Bu kişi, afet anında çocukların korunması söz konusu olduğunda bütün süreci yürütür. Çocuk acil korumaya alınır.
  • Prosedür gereği; deprem bölgesinde çocuğunu kaybedenler ve kayıp çocuk bulanlar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 183 nolu hattı aramalılar.
  • Öncelikle, acil servise gelen çocukların kabulü, sağlık koşullarının ivediliği sebebiyle, kanuni temsilci aranmaksızın yapılabilir, ancak taburcu edilmeleri yasal olarak mümkün değil.
  • Ailesini kaybetmiş, ailesiyle bağlantısı enkazdan dolayı kopmuş veya ailesi hastanede olan her bir çocuğun korunmasına birincil öncelik verilerek bu çocukların sağlığının temin edilmesi ve ailesinden birine ulaşmasına dek ona refakat edecek bir sosyal hizmet uzmanının bulunması son derece kritik.
  • Enkaz alanında kurtarma ekipleriyle birlikte sosyal hizmet uzmanı varsa, en ideal olanı, bu kişinin o andan itibaren çocuğun ailesine veya yakınına teslimine dek sorumluluğu üstlenmesi.
  • Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şube Başkanı İkram Doğan:   “Göçük altından kurtarılan çocuk hastaneye intikal eder etmez, hastanede görevli sosyal hizmet uzmanına ulaşılması gerekiyor. Bu kişi, afet anında çocukların korunması söz konusu olduğunda bütün süreci yürütür. Yakınlarına ulaşmaya çalışır, yoksa düzgün bir şekilde çocuğu kayıt altına alır; çocuğa dair demografik bilgiler, nereden alındığı ve durum tespit raporunu hazırlar. O ildeki sosyal hizmet il müdürlüğünde çocuk hizmetleri şubesine de ulaşması gerekir. Çocuk acil korumaya alınır,” diyor.
  • Çocuğun enkazdan çıkarıldığı bölge kayda geçirilmediğinde çocukların yakınlarına ulaşmak, özellikle de çocuğun kendini ifade edemediği bir yaş aralığında olması gibi durumlarda, oldukça zorlaşıyor. Dolayısıyla, acil hekimlerinin o anda çocuğun sağlığını tesis etme sorumluluğuna odaklanmasından dolayı, sosyal hizmet uzmanlarının bu kayıt işlemlerini atlamadan yerine getirmesi gerekiyor.
  • Çocuğun velisi, birinci dereceden yakını veya vasisi olmadan hastaneden asla taburcu edilmemesini sağlamada, çocuğu korumaktan sorumlu sosyal hizmet uzmanına da büyük rol düşüyor.

https://www.gazeteduvar.com.tr/cocuk-merkezli-afet-yonetimi-makale-1602239

1.2 TÜRKİYE’DE DEPREM HAZIRLIĞI için YAPILANLAR

  • Salgın ve doğal afetler gibi olağanüstü durumlar sırasında çocukların korunması konusunda, Çocuk Koruma Merkezlerini Destekleme Derneği iki yıl boyunca kapsamlı bir çalışma ortaya koymuştur. Etkiniz AB Programı tarafından desteklenen “Salgın ve Doğal Afetler Sırasında Çocukların Korunması Projesi”, deprem başta olmak üzere doğal afetler sırasında çocukların önceliklendirildiği bir sistem inşasında, çocuk koruma sisteminde yapılması gerekenler konusunda politika yapıcılar için öneriler getirmiştir. Proje sonucu hazırlanan rapora göre, bu konuda doğal afetler için bir plan hazırlanması, afet alanından hastaneye sevk sürecine ve hastanelerin içlerine dek çocuklar için güvenli bir ortam yaratılması ve çocuğun bir yakınıyla en hızlı şekilde iletişime geçilmesi için mekanizma kurulması gerekiyor. Planda, olağanüstü haller için güçlendirilmiş ve yeterli personele sahip bir sosyal hizmet servisi oluşturulması da şart koşuluyor.

 (Rapor https://insanhaklariizleme.org/vt/yayin_view.php?editid1=2194 linkinden indirilebilir)

  • Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı TÜRKİYE’DE ÇOCUKLARA YÖNELİK KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ POLİTİKALARI DEĞERLENDİRME ÇALIŞTAYI RAPORU (2017) Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmaları aşağıdaki gibi özetlemiştir:
    • 2005  yılında  yürürlüğe  giren  5395  sayılı  Çocuk  Koruma  Kanunu’nda  korunma ihtiyacı  içinde  olduğu  tespit  edilen  çocukların  ihtiyaçlarının  belirlenerek  erken dönemde gerekli desteğin Verilmesi amacıyla sağlık, eğitim, danışmanlık, bakım ve barınma tedbirleri tanımlanmıştır.
    • Çocuk  Koruma  Kanununun  tüm  kurumlarca  etkin  ve  verimli  bir  şekilde  uygulanabilmesi,  çocuklara  yönelik  koruyucu  ve  önleyici  hizmetlerin  yerine getirilmesi  için 2014-2019 yıllarını  kapsayan Çocuk  Koruma  Hizmetlerinde Koordinasyon Strateji Belgesiyayınlanmıştır. Çocuk koruma sisteminin etkin bir  şekilde  uygulanabilmesi  için  çocukların  korunmasına  yönelik  hizmetlerden sorumlu il-ilçe  koordinasyonları kurulmuştur.  Bu  kapsamda  illerde  çocuk koruma alanının paydaş kurum ve kuruluşlarının illerdeki temsilcilerinden oluşan il koordinasyonlarca çocuk koruma alanına yönelik kurumlar arası işbirliği esası ile gerekli çalışmalar yürütülmektedir.
    • Çocukların  her  türlü  şiddetten  korunması  amacıyla  çocuk  ve  aile  temelli önlemleri içeren 2018-2023 Ulusal Çocuk Strateji Belgesi ve Eylem Planı hazırlanmaktadır.
    • Çocukların  fiziksel,  zihinsel  ve  ruhsal  gelişimlerini  desteklemeye  yönelik koruyucu  ve  önleyici  faaliyetlerini  daha  geniş  kitlelere  ulaşmasını  sağlamak amacıyla,  çocukların  gelişim  dönemleri  ve  sorun  alanlarına  ilişkin  eğitici, farkındalık oluşturucu ve yönlendirici bilgiler içeren Çocuk ve Aile Rehberliği Mobil Uygulama ve Web Portalı hazırlanmaktadır.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi 27. yasama dönemi’nde hazırlanan “DEPREME KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLERİN VE DEPREMLERİN ZARARLARININ EN AZA İNDİRİLMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA KURULAN MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU RAPORU (Temmuz 2021)” içerisinde fiziki alt-yapı, deprem öncesi yapılması gereken jeolojik araştırmalar ile bina yapım etüd ve izlemlerine yönelik öneriler yer almaktadır. Deprem gibi bir afetin yol açacağı sağlık riskleri ile sosyal risklere karşı bir bilgi bulunmamaktadır.

(Raporu okumak için : https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543/3223)

2. TÜRKİYE’DE ÇOCUK KORUMA MEVZUATI

  • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan ve  6 Eylül 2022 tarih ve  31945 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “ÇOCUK KORUMA HİZMETLERİ PLANLAMA VE ÇOCUK BAKIM KURULUŞLARININ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK” içinde madde 25 “Çocuğa uygun sosyal hizmet modelinin belirlenmesi ve yerleştirme” nin prosedürünü açıklamaktadır. 

 

MADDE 25- (1) Korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alınıncaya veya uygun hizmet modeli belirleninceye kadar çocuk, ilk müdahale ve değerlendirme hizmetlerinden yararlanır

(2) Çocuk, il müdürlüğü tarafından yetkili ve görevli mahkemenin verdiği bakım tedbiri kararından sonra, hakkında belirlenen sosyal hizmet modeline uygun çocuk hizmet birimine yerleştirilir. Yapılan işlemler il müdürlüğü tarafından bilişim sistemine kayıt edilir.

3) Çocuğun yararlanacağı hizmet modelinin belirlenmesi ve yerleştirme sonrası yapılacak ilk işlemler aşağıda belirtilen şekilde, il müdürlüğü tarafından yürütülür

 a) Çocuk hizmet birimlerine özellikle aile odaklı bakım hizmetlerinden yararlandırılamayan çocuklar yerleştirilir. Süreç içerisinde çocuğun aile odaklı hizmetlerden yararlanması yönünde mesleki çalışmalar yürütülür.

 b)  Çocuk yaşına, cinsiyetine veya psikososyal destek ihtiyaçlarına göre değerlendirilerek durumuna uygun kuruluşa yerleştirilir.

 c) İlk kabul işlemleri kapsamında; sosyal çalışma görevlisi tarafından çocukla ilk görüşme kabul aşamasında yapılır, çocuğun dosyası incelenir, çocukla ilgili bilgiler kayıt altına alınır, kütük defterine ve bilişim sistemine işlenir, gerekli hukuki işlemler başlatılır ve takip edilir. Çocuk hizmet birimlerine yerleştirilecek çocuğun dosyasında; sosyal inceleme raporu, varsa acil korunma kararı, bakım tedbiri veya korunma kararı, sağlık, nüfus ve eğitim durumuna ilişkin bilgi ve belgeler bulunur. Nakil yolu ile kabul edilecek çocukların dosyasında ek olarak bireysel uygulama planı da bulunur.

( https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/09/20220906-12.htm )

 

MADDE 24 ‒ (1) Afet ve acil durumlarla ilgili afet öncesi hazırlık, afet sırası müdahale ve afet sonrası ön iyileştirme çalışmaları çerçevesinde;

a)   Haberleşme, ulaştırma altyapısı, nakliye, teknik destek ve ikmal hizmetleri için Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı,

b)  Yangın, defin, tahliye ve yerleştirme, güvenlik ve trafik hizmetleri için İçişleri Bakanlığı,

c)   Sağlık hizmetleri için Sağlık Bakanlığı,

ç) Hasar tespit, altyapı, enkaz kaldırma hizmetleri için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,

d)  Psiko-sosyal destek, ayni bağış, depo ve dağıtım hizmetleri için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,

e)  Gıda, tarım ve hayvancılık hizmetleri için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,

f)    Zarar tespit hizmetleri için Maliye Bakanlığı,

g) Enerji hizmetleri için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,

ğ) Beslenme hizmetleri başta Türkiye Kızılay Derneği olmak üzere bakanlıklar, valilikler ve sivil toplum örgütleri,tarafından ulusal düzeyde hazırlık yapılır.

 

Resmî Gazetenin 18.12.2013 tarih ve 28855 sayısında yayınlanan AFET VE ACİL DURUM MÜDAHALE HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ (Dayandığı Kanunun Tarihi :29/5/2009    No : 5902) nin “Afet ve Acil Durum Hallerinde İş Bölümü, Görev ve Sorumluluklar Afet ve acil durumlara müdahalede işbölümü” başlıklı DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Madde 24 güvenlik hizmetleri, sağlık hizmetleri ve psiko-sosyal destek hizmetlerinin ulusal düzeyde hazırlığı konusundaki sorumlulukları ilgili kuruluşlar nezdinde tanımlamıştır. Yine bu Yönetmelik içerisinde “Çocuk Koruma” konusuna yer verilmemiştir.

(https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=20135703&MevzuatTur=3&MevzuatTertip=5 )

3. KORUYUCU AİLE HİZMETİ

Koruyucu aile hizmeti, herhangi bir sebepten ötürü biyolojik ailesinin yanında kalması mümkün olmayan çocukların, uzun veya kısa süreli olarak, ücretli veya gönüllü statüde, devlet denetiminde, aileler tarafından kendi aile ortamlarında bakılması ve yetiştirilmesidir.

Kuşkusuz her çocuk için en sağlıklı ortam kendi biyolojik ailesinin yanıdır. Ancak çeşitli sosyal ve ekonomik zorluklarla zayıflayan ve dağılan aileler, ya da zihinsel, bedensel, psikolojik sorunları nedeniyle aile bütünlüğünü sağlayamayan aileler çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamaz, onlara bakamaz hale gelebilmektedirler. Bazı çocuklar ise biyolojik aileleri tarafından ihmal ve istismara uğramakta olup, sağlıklı gelişimi acısından biyolojik aileden uzaklaştırılması acil önem teşkil etmektedir. Hangi gerekçe ile olursa olsun ailesinden ayrılarak kurum bakımı altına alınmış olan çocuklara verilebilecek en iyi hizmet, onun kendi ailesinin yanında bakımının sağlanabilmesi için gerekli koşullar sağlanana kadar başka bir aile yanında bakımlarının sağlanmasıdır. Çocuklar ancak düzenli olarak ihtiyaçlarının karşılandığı, korunup sevildikleri ve bağlanabildikleri yetişkinler aracılığı ile aile ortamı içerisinde yaşadıkları travmaları atlatabilmekte ve sağlıklı olarak gelişebilmektedir.

Ülkemizin de imzalamış olduğu 2 Eylül 1990 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesi ile koruyucu aile hizmeti daha da önem kazanmış olup halen bu hizmet 14.12.2012 tarih ve 28497 sayılı Koruyucu Aile Yönetmeliği'ne uygun olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm)

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 20, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 347, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu Madde 5, 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu Madde 23, 633 Sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Maddeler 2,8,22,28 ,Geçici Madde 6 da konu ile ilgilidir.

Ülkemizde TC vatandaşı olup sürekli olarak Türkiye’de ikamet eden, 25-65 yaş aralığında bulunan, en az ilkokul mezunu, düzenli geliri bulunan, evli/bekâr veya çocuklu/çocuksuz herkes (çocuğun biyolojik anne-babası ya da vasisi dışındaki kişiler) koruyucu aile olabilmektedir.

Akrabaların koruyucu aile olmak istemesi halinde yapılacak sosyal inceleme sonucuna göre yaş ve eğitim koşulları değerlendirilmektedir.

Bekar kişilerin başvurularında, 30 yaşını doldurmuş olmaları ve yerleştirilecek çocuğa ebeveynin yokluğunu hissettirmeyecek akraba ilişkilerine sahip olmasına önem verilmektedir.

4. EVLAT EDİNME

Evlat Edinme: Durumu evlat edindirilmeye uygun bir çocukla, durumu evlat edinmeye uygun kişi/eşler arasında hukuki bağlar sağlanarak çocuk ebeveyn ilişkisinin kurulmasıdır.

Evlat Edinme Koşulları

  • Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya her ikisinin de otuz yaşını doldurmuş bulunmaları, 
  • Evlat edinecek kişi veya eşlerin, evlat edinilenden en az 18 (on sekiz) yaş büyük olması,
  • Çocuğun, evlat edinen tarafından en az bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması,
  • Evlat edinmenin her halde çocuğun yararına bulunma
  • Ayırt etme gücüne sahip olan çocuğun rızasının alınması,
  • Çocuğun ana ve babasının rızasının bulunması, (22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 311 ve 312. maddelerinde yer alan hükümler hariç)
  • Çocuğun vesayet altında olması halinde vesayet dairelerinin izninin alınmış olması,
  • Evlat edinenin en az ilkokul mezunu olması şeklinde özellikler aranır.