Haber

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm Kampanyası, her yıl 25 Kasım “Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde” başlayan ve 10 Aralık Uluslararası İnsan Hakları Günü'ne kadar devam eden uluslararası bir kampanyadır.

Kampanya, dünya çapında kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması için çağrıda bulunmak için 1991 yılında Birleşmiş Milletler (B.M.) tarafından başlatılmıştır.

Sivil toplum liderliğindeki kampanya, B.M. tarafından Genel Sekreter'in Kadına Yönelik Şiddeti Bitirmek için 2030'a Kadar Birleşmiş Milletler girişimi aracılığıyla desteklenmektedir. B.M.’nin bu yılki 16 Günlük teması “BİRLEŞİN! Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmek için yatırım yapın”.

2023 yılında BİRLEŞİN kampanyasının toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların güçlenmesine odaklanan teması, Kadınlara ve Kızlara Yönelik Şiddeti Önlemek İçin yatırım yapmanın önemine odaklanmak ve şiddeti öncelikle ortaya çıktığı ilk andan itibaren engellemek için farklı önleme stratejilerine finansman sağlamanın gerekliliğini vurgulamaktır.

Ekonomik sorunların ele alınması, kadın hakları örgütlerine yatırım yapılması, toplumsal normların değiştirilerek  toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddet ile mücadele edenler için temel hizmetlerin güçlendirilmesi ve daha güvenli ortamların oluşturulması gibi umut verici önleme stratejileri, kadınlara yönelik şiddeti önleme ve azaltma potansiyeline sahiptir.

Kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için daha fazla yatırım yapılması, 12 ülkede cinsiyete dayalı şiddet faillerinin mahkumiyet oranını iki katına çıkarmış, kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla  477 yasa veya politika güçlendirilmiştir.[1]

Kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve güç ilişkilerine bağlı olarak kadınların en temel insan haklarından yaşama hakkı başta olmak üzere birçok temel hak ve özgürlüğünü ihlal eden önemli bir sorundur.

Dünya Sağlık Örgütü kadına yönelik şiddeti, önemli bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlamıştır. Kadına yönelik şiddet yaşama hakkı ve sağlık hakkının açık ihlalidir; kısa ve uzun vadeli etkileri ile kadınların topluma tam ve eşit katılımlarını engeller. Kadına yönelik şiddet, kadın ve kız çocuklarının erken ölümüne, hastalanmasına ve sakat kalmasına neden olmaktadır. İstenmeyen gebelikler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, yaralanmalar, kaygı bozuklukları, depresyon, intihar ve daha birçok hastalık şiddet ile ilişkilidir.

Dünya çapında yaklaşık 736 milyon kadın yaşamlarının en az bir döneminde fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmıştır.COVID-19 pandemisi, çatışmalar ve iklim krizi; kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin daha çok artmasına neden olmuştur.

Kadınlara yönelik şiddet, işyeri ve çevrimiçi alanlar da dahil olmak üzere farklı ortamlarda artmıştır. Ekonomist Intelligence Unit tarafından yapılan küresel bir çalışma[2], kadınların %38'inin çevrimiçi şiddet deneyimleri olduğunu ve çevrimiçi zaman geçiren kadınların %85'inin diğer kadınlara karşı dijital şiddeti gözlemlediğini ortaya koymuştur. Teknoloji sektöründe çalışan kadınlar üzerine yapılan bir küresel çalışmada ise, kadın kurucuların %44'ünün 2020'de işyerinde bir tür tacize maruz kaldığını, bunların %41'inin cinsel tacize maruz kaldığı tespit edilmiştir.

Ekonomik belirsizlik, bozulan geçim kaynakları ve sınırlı sosyal koruma, kadınların ve kızların şiddete karşı daha savunmasız hale gelmesine neden olmaya devam etmektedir. UN Women tarafından 58 ülkede COVID-19'un sosyo-ekonomik etkileri üzerine yapılan Hızlı Cinsiyet Değerlendirmesi anketlerine göre, kadınların %45'i COVID-19'dan bu yana kendilerinin veya tanıdıkları bir kadının şiddetin bir türüne maruz kaldığını bildirmiştir.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği özellikle güç ve liderlik konularında halen devam ettiği için kamusal alanda eşitliğe ulaşabilmek için 286 yıl gerekecek!!!!Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden dolayı kadının sadece kadın olması nedeniyle maruz bırakıldığı şiddet, gerek ülkemizde 6 Şubat tarihli depremler, ekonomik kriz ve toplumsal normlar nedeniyle gerekse de dünyada giderek artış göstermiştir.

Kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesi %38 oran ile Türkiye’dir. 2023 yılı içerisinde; şehrin en işlek caddesinde, kendi evinin salonunda, işyerinde, alışveriş yaptığı markette, hastanenin otoparkında ya da adliyede; günün herhangi bir saatinde en az 253 kadın öldürülmüş, 194 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.[3] Bununla birlikte, sayısını dahi tespit edemediğimiz birçok kız çocuğu erken yaşta ve zorla evlilikler ile mücadele etmek zorunda bırakılmıştır.

Kız çocuklarının erken yaşta ve zorla evlendirilmeleri, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin daha çok artmasına neden olmaktadır. Araştırmalara göre, 18 yaşını tamamlamadan çocuk yaşta, erken ve zorla evlendirilen kadınların yaşamlarının herhangi bir döneminde maruz kaldıkları fiziksel ve/veya cinsel şiddet, 18 yaşından sonra evlenen kadınlardan daha fazladır.[4]

İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi  kadınlar adına endişe vericidir, ve 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin ve geniş kapsamıyla uygulanmasının sağlanması gerekmektedir. Kadınların şiddet görmemesi, onların  insani hakkıdır ve devlet tarafından bu güvence tüm kadınlara sağlanmalıdır.

Toplumun her katmanında görülen ve kadına kadın olması nedeniyle her yaşta, her koşulda uygulandığı görülen kadına yönelik şiddet ile mücadele için toplumsal alandaki eşitliği sağlamak en temel amaç olmalıdır. Uluslararası Çocuk Merkezi Derneği olarak; kadına yönelik şiddetle mücadelenin, kadın haklarının korunmasının ve geliştirilmesinin, kız çocuklarının erken yaşta zorla evliliklerden korunmasının önemine her adımda vurgu yapıyoruz. Mirabel Kardeşler’in özgürlük mücadelelerinden gelen ilhamla her 25 Kasım’da bir kez daha kadına yönelik şiddeti önlemek için daha çok çalışıyoruz.

 

 

[1] https://www.unwomen.org/sites/default/files/2023-11/unite_concept_note_english.pdf

[2] https://onlineviolencewomen.eiu.com/

[3] https://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/kategori/veriler

[4] Yüksel İ, Çavlin A, Ergöçmen B, Turkey, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması. Ankara: T.C Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, s. 121, 2015.