HPV
Nedir?
HPV
(Human Papilloma Virus), genital bölge ve mukozalarda enfeksiyon yapabilen,
condyloma acuminatum, adı verilen siğil şeklinde kitlelerin oluşumuna
neden olan ve servikal kanserle ilişkili olduğu kesin olarak saptanmış bir
virüstür.
HPV’nin
100 civarında türü vardır. HPV’nin yaklaşık 20 türü genital enfeksiyonlara
neden olmaktadır. Bazı tipleri elde ve ayaklarda siğillere neden olurken,
bazıları da cinsel bölgede ortaya çıkan genital siğillere başka bir adıyla
kondiloma yol açarlar.
HPV’nin
(Human Papilloma Virus), bazı türleri ise kadınlarda rahim ağzındaki hücrelerde
ileride rahim ağzı kanserine dönüşebilecek değişimlere neden olabilirler.
HPV'nin Belirtileri Nelerdir?
HPV
(Human Papilloma Virus), bulaştıktan sonra 2-6 aylık bir kuluçka devresini
takiben genital bölge ve/veya anüs etrafında sayıları ve büyüklükleri değişken
siğillerin (kondilom) oluşmasıyla belirti verir.
Belirtiler
bireysel özelliklerden etkilenir ve özellikle erkeklerde tümüyle belirtisiz
seyredebilir. Oral genital seks uygulamalarında ağız mukozasında da lezyonlar
ortaya çıkabilir.
Bazen
kadınlarda da HPV enfeksiyonunun tek belirtisi pap smear testinde HPV
enfeksiyonuna özgü hücresel anormallikler bulunmasıdır, virüs ile temas eden
herkeste enfeksiyon bulguları ortaya çıkmaz.
Virüs
bir kere vücuda girdiken sonra uzun yıllar sessiz kalabilir. Cinsel yönden
aktif olan herkeste görülebilir ve birçok cinsel aktif kişi HPV için taşıyıcı
olabilir.
HPV
ile temas olup, bulaşma olduktan sonra mutlaka hastalık ortaya çıkmaz. Birçok
kişide aslında HPV vücudan kendi savunma sistemi tarafından etkisiz hale
getirilir. Diğer bir olasılık ise virüsü alan kişide uzun süre hiçbir
belirtinin ortaya çıkmamasıdır.
Fakat
bu durum hastalığı yaymayacağı anlamına gelmez ve ilişkide bulunduğu kişilere
virüsü bulaştırabilir. Bu duruma sessiz enfeksiyon denilir. HPV’yi hiçbir
belirti vermeden taşıyan kişilere de portör yani taşıyıcı adı verilir.
HPV
(Human Papilloma Virus), ile temas ve bulaşma olduktan sonra genelde dış genial
bölgede küçük siğiller ortaya çıkar. Siğiller yumuşak, ciltten kabarık,
pembe-beyaz renkli karnabahar benzeri oluşumlardır.
Tek
ya da grup halinde olabilir. Vajina içi ve makat çevresinde de görülebilir.
Anal ya da oral seks sonrası ağız içi ve makat içinde de siğiller görülebilir.
Ağrı olmaz, kaşıntı ve yanma yapabilir.
Eğer
tedavi edilmezse, genelde sürekli olarak büyüme be yayılma eğilimleri vardır.
Çoğunluk vücudan nemli ve sıcak bölgelerine doğru yayılma gösterir.
HPV
enfeksiyonları virüs türüne bağlı olarak rahim ağzını oluşturan hücrelerde
displazi denilen ileride kansere dönüşebilecek taşıyan bazı değişimlere neden
olabilir. Pap smear de hücrelerde koilosiloz saptanır.
Yaklaşık
100 tipi bulunan HPV’ nin 30 kadar tipi alt genital bölgede enfeksiyona sebep
olur. Genital bölgede kanserle ilgisi olup olmamasına göre genital HPV tipleri
iki gruba ayrılırlar;
***
Düşük riskli HPV tipleri (6,11,42,43,44,54,61,70,72 ve 81)
Kanserle
ciddi bir ilişkisi yoktur.
***
Yüksek riskli HPV tipleri (16,18,31,33,35,39,45,51,52,56,58,59,68,73,82)
özellikle rahim ağzı,vagina, vulva, anüs ve penis kanserlerine neden olabilir.
Genital
siğillerden en sık rastlanan tipler % 90 HPV 6 ve HPV 11 dir. Genital bölgede
rastlanan siğillerin % 85-90 HPV tip 6 ve 11 sorumludur.
Rahim
ağzı kanseri olan kadınlardan en sık rastlanan tip HPV 16, ayrıca (serviks
kanseri) rahim ağzı kanserinin % 80 den tip 16,18,31 ve 45 sorumludur.
HPV Nasıl Bulaşır?
HPV
(Human Papilloma Virus), cinsel yolla bulaşan hastalıklardan birisidir. Genital
bölgeyi enfekte eden HPV’ler temas yoluyla kolayca yayılırlar.
Bulaşma
için tam bir cinsel ilişki olmasına gerek yoktur. Enfekte olan cilt
bölgelerinin birbiri ile teması ile de hastalık bulaşabilir.
Çok
nadiren cinsel yol dışında doğum sırasında anneden bebeğe geçebildiği ve
kontamine eşyalardan, genel tuvalet, duş gibi hijyenik olmayan ortamlardan da
bulaşabildiği bildirilmektedir.
Aktif
genital lezyonların varlığından bulaşıcılık en yüksektir. Siğiller ortaya çıkıp
tedavi edildikten sonra da, yeniden siğil çıkmadan geçen dönem ne kadar uzunsa
bulaştırıcılık da o oranda azalmaktadır.
HPV Tedavi Edilebilinir mi?
HPV’nin
kesin bir tedavisi yoktur ama ortaya çıkabilen patolojiler tedavi edilebilir.
HPV vücuda birkez girdiğinde ömür boyu burada kalır denilirken, günümüzde
yapılan DNA incelemeleri HPV virüse ait genetik materyalin 6-24 ay içinde
vücuttan tamamen atılabildiğini göstermektedir.
Fakat
kimde HPV nin kaldığı, kimde ise atıldığı belli değildir.
Burada
en önemli faktör kişinin bağışıklık sistemidir.
HPV’nin
en sık yol açtığı patoloji olan genital siğil yani kondilomlar yakılarak ya da
dondurularak tedavi edilebilirler. Çok büyük boyuttaki siğiller ise bölgesel
uygulanan kremler ile tedavi edilebilir.
Genital
siğillerin tedavi edilmesi bir daha çıkmayacağı anlamına gelmez. Yeniden ortaya
çıktıklarında tekrar tedavi gerekir. Tedavinin ne şekilde olacağına, siğillerin
yaygınlığına, yerleşim yerlerine göre kadın doğum uzmanı tarafından karar
verilir.
Kondilomda
en çok uygulanan ve başarılı olan yöntem lezyonun yakılması ya da
dondurulmasında yakılma işleminde elektrokoter kullanılır. Dondurma işleminde
sıvı nitrojen ya da karbondioksit kullanılır. Laser cerrahiside başarı ile
uygulanmaktadır.
Kondilom
(sigil) tedavisinin amacı sadece görülen lezyonları ortadan kaldırmakla
sınırlıdır. Siğillerin tedavisi HPV virüsünün bulaşıcılığı ve yayılmasını
azaltmaktadır.
Kondilomlar
tümüyle ortadan kalksa da HPV enfeksiyonu hücrelerin içinde gizli bir şekilde
yaşamını sürdürebilir. Tedavi sonrası yeniden genital siğiller ortaya
çıkabilir ve çıkarsa tekrar tedavi edilmeleri gerekir. Tekrarlama eğilimi
virüsün genetik tipine ve kişilerin bağışıklık sisteminin gücüne bağlıdır.
Bundan dolayıdır ki, bazı kişilerde genital siğil ortaya çıkıp tedavi
edildikten sonra ömür boyu tekrarlamazken bazı kişilerde ise sık aralıklarla
siğiller ortaya çıkar.
HPV'den Korunma Yolları
HPV
virüsü oral ve anal seks de dahil her türlü cinsel ilişki, sürtünme yolu ile
ilişki, ciltten cilde temas yolu ile bulaşabileceğinden cinsel yönden aktif
olan kadın ve erkek herkes HPV enfeksiyon açısından risk altındadır.
Prezervatif
HPV’ye karşı tam koruma sağlamaz, enfeksiyon prezervatifin kapladığı alan
dışında da bulunabilir ve ciltten cilde temas ile bulaşabilir.
HPV’den
korunmanın en etkili yolu riskli kişiler ile birlikte olmamaktır. Ama
erkeklerin büyük bir kısmında HPV belirti vermediği ve genital siğil
gözlenmediği göz önünde bulundurulacak olursa en azından genital siğil varlığı
ve şüphesi durumunda cinsel ilişkiden kaçınmak gerekir.
HPV
enfeksiyonu taşıyan bir kişiyle cinsel ilişkide bulunmak mutlaka o kişide HPV’ye
bağlı genital siğil çıkacağı anlamına gelmez. Burada virüsün genetik tipi ve
kişilerin bağışıklık sistemi önem taşır. Kişiler arası farklılık nedeni ile
bazı kişilerden bağışıklık sistemi HPV virüsü ile mücadele edebilir ve ortadan
kaldırabilir ve virüs hiç bulaşmayabilir.
Yapılan
çalışmalar aktif enfeksiyonu olan bir kişi ile cinsel ilişkiye girenlerin % 60
ilk 2-3 için enfeksiyon bulgularının ortaya çıktığını göstermiştir.
HPV’nin
bazı tipleri rahim ağzındaki hücrelerde değişimlere neden olur. Herhangi bir
kadında rahim ağzı hücrelerinde değişim saptanması ya da genital siğil olması
bu kişide kanser gelişeceği anlamına gelmez. Genital siğile neden olan HPV
tiplerinin rahim ağzındaki hücrelerde değişime ya da kansere neden olması son
derece nadirdir.
HPV
aşısı (rahim ağzı kanseri aşısı)
HPV
aşıları virüs benzeri partiküller içeren en çok virüsün yaptığı etkiyi
oluşturmaksızın yalnızca vücudan immün sistemini harekete geçirerek kişinin
uzun süreli HPV’ye dirençli hale gelmesini sağlayan aşılardır.
HPV
aşıları vücutta var olan veya siğilleri ve virüsü yok etmez, tedavi etmez. Aşı
sadece ileriki dönemde alınabilecek virüs tiplerinin vücuda alınmasını
engellemek yani koruyuvu amaçlı yapılır. Bundan dolayı 9-26 yaş arasında olan
ve cinsel ilişkide bulunmamış olan genç kızların rahim ağzı kanser aşı
programına alınması büyük önem taşımaktadır.
Etkinliği
bir miktar azalsa da HPV aşılarının 40 yaşına kadar yapılmasında bir sakınca bulunmamaktadır. |